“Sen Nehri sakin duruyor, ben nehriyse şaka böyle bi cümle yazmadım.” Abi bir anda böyle araya girip böyle şeyler yazmana bayılıyorum ksjsjsbsjsj (çok böyle demişim başka kelime bulamadım) okumayı daha keyifli kılıyor
Orhan bir gün yürüyüşe çıkınca evet hep böyle yürüyüşe çıkacağım,sağlıklı besleneceğim ve hayatımı yoluna koyacağım der ama kararın etkisi ertesi gün öğlen kalkıp tost ve dünden kalan soğuk çayla yaptığı kahvaltı ile kaybolur.Orhan shorts izlemeye ve ikide uyumaya kaldığı yerden devam eder.Ah Orhan ah...
Merhaba, öncellikle insan hayatından sıradan gibi görünen bir kesiti alıp insanın kendini konumlandırma çabasını anlatma cesaretinizi takdir ediyorum. Aslında hayatın bu andan oluştuğunu ve her anın her seçimin, kendi içimizde göründüğünden fazlası olduğunu anlattınız. Aralara daha az girerseniz anlatınız daha yoğun ve etkili olabilir diye geçirdim aklımdan. Zevkli bir okuma deneyimiydi, kaleminize sağlık.
kendi hayatında susmak bilmeyen yarı obsesif düşüncelerini hikayeye aktarmışsın nerden mi biliyorum çünkü bende öyleyim beynim asla susmaz sürekli kafamdan geçen düşüncelerle savaşıp beni yanıltmasına izin vermemeye çalışıyorum.
Hikaye baştan sona tanıdık geldi, telefonla ilişkimiz çok güzel anlatılmış. Yorumlarda okudum kendinle şakalaştığın yerler hoş bulunmuş ama hikayenin dili o kadar insanı içine çekiyor ki şakalar hikayenin gerçek sesini bölmüş gibi hissettim. Ellerine sağlık, hoş bir okuma oldu
Forrest Gump aklıma geldi bazı yerlerde. Çok güzel olmuş keyifle okudum. Ben de bir şeyler yazıyorum. Bu siteyi senin ilk kısa hikayen sayesinde keşf etdim. Teşekkürler Cem ya da Orhan şaka Filme Gitmeden Önce
Mailden okudum. En sevdiğim kaliteli influencer olduğun için hikayeni beğendim sllsslsl okurken birinin günlüğünü okuyormuşum ya da iç sesim benimle konuşuyormuş gibi hissettim ikisinden biri karar veremiyorum. Eline sağlıkk
Arada yaptığın "şaka"lara güldüm ve hepsini senin sesinle okudum, eğlenceliydi. "Orhan işe yaramaz bir beyinsiz olduğunu düşünüyordu." Bunu da senin sesinle okudum. Ekstradan "Ayakkabı almak gerçekten de bu kadar depresif bir şey miydi?" cümlesi okurken çok hoşuma gitti. Son olarak yazına güvenmelisin çünkü ben cidden beğendim, yazdıkça iyileşir zaten yazılar. Sevgiler ve saygılar!
Ben hikayeyi çok sevdim. Samimi ve gerçekten yaşanmış bir olay gibi, doğal. Orhan'ın gerçekten Fransa'ya gidip yürüdüğüne, o mağazaları gezdiğine şahsen ben ikna oldum. Anlatmak ve aktarmak istediklerini de çok iyi aktarmışsın, Orhan'ın düşünce ve duyguları kolaylıkla anlaşılabiliyor ve hissediliyor. Orhan'la çok benzediğimi de fark ettim yazıda, kendimi gördüm bir nevi bu benim hoşuma gitti. Güzel bir yazı olmuş, e-postaya abone oldum, yeni hikayelerini de okuyacağım.
Merhabalar, öncelikle herkesin Yeni Yılı kutlu olsun.
Hikayenin başarılı olduğunu düşünüyorum, en azından yeni yılda telefonla vakit geçirmemek için tüm sosyal medya uygulamalarını sildikten sonra YouTube kısa videolarına takılan birinin dikkatini 3 dakika (2.37 de ola bilir) kendinde tuta bildi.
Hikayenin en hoşuma giden yanı, genel olarak edebi yazılarda hep beni rahatsız eden, olayın gerçekleştiği ortamın haddinden fazla detaylandırılması ve betimlenmesi yerine karakterin ruh haline ve bu durumdan oluşan düşüncelerini, kendi düşünceleri hakkında olan fikirlerine, fikirlerine esasen yaptığı yargılara odaklanması oldu.
Hikayenin baş karakterinin isminin neden Orhan olduğunu neden Stevie olmadığını sormakla beraber, New York sokaklarında (pardon, Paris olacaktı ) ufak bir gezintiye çıkmış gibi hissetmeme neden olduğun için sana teşekkür ediyorum.
merhaba,okurken -sanırım yakın zamanda ya da hala oradasınız-yurt dışına çıktığınız geldi aklıma,sanki bir şeyleri değiştirerek aklınızı akıtmışsınız gibi geldi.emeğinize sağlık.sadece marka isimleri rahatsız ediyor beni
hikayenin adını ayakkabıdan yürüyüşe çevirdim. Mail yoluyla alanlar ayakkabı olarak görecek :(( Bu çok önemli bi şeydi (değildi)
“Sen Nehri sakin duruyor, ben nehriyse şaka böyle bi cümle yazmadım.” Abi bir anda böyle araya girip böyle şeyler yazmana bayılıyorum ksjsjsbsjsj (çok böyle demişim başka kelime bulamadım) okumayı daha keyifli kılıyor
teşekkür ederim!!
Koptum ben orada ya HDJSBDJ Cem abinin sesiyle okudum orayı otomatikman, imza gibi olmuş
Orhan bir gün yürüyüşe çıkınca evet hep böyle yürüyüşe çıkacağım,sağlıklı besleneceğim ve hayatımı yoluna koyacağım der ama kararın etkisi ertesi gün öğlen kalkıp tost ve dünden kalan soğuk çayla yaptığı kahvaltı ile kaybolur.Orhan shorts izlemeye ve ikide uyumaya kaldığı yerden devam eder.Ah Orhan ah...
Merhaba, öncellikle insan hayatından sıradan gibi görünen bir kesiti alıp insanın kendini konumlandırma çabasını anlatma cesaretinizi takdir ediyorum. Aslında hayatın bu andan oluştuğunu ve her anın her seçimin, kendi içimizde göründüğünden fazlası olduğunu anlattınız. Aralara daha az girerseniz anlatınız daha yoğun ve etkili olabilir diye geçirdim aklımdan. Zevkli bir okuma deneyimiydi, kaleminize sağlık.
Kendimle bağdaştırdığım Orhan mı Orhan’ın isyankar ayak tabanımı diye düşünmeden edemedim .
Bir sonraki hikayende görüşürüz.
ahahah
kendi hayatında susmak bilmeyen yarı obsesif düşüncelerini hikayeye aktarmışsın nerden mi biliyorum çünkü bende öyleyim beynim asla susmaz sürekli kafamdan geçen düşüncelerle savaşıp beni yanıltmasına izin vermemeye çalışıyorum.
Bir rick and morty fani olduğunu bildiğim için ayak tabanındaki ağrıyla kavga edip yeni bir ayakkabı yerine yeni bir ayak almaya gitmeni bekledim
Hikaye baştan sona tanıdık geldi, telefonla ilişkimiz çok güzel anlatılmış. Yorumlarda okudum kendinle şakalaştığın yerler hoş bulunmuş ama hikayenin dili o kadar insanı içine çekiyor ki şakalar hikayenin gerçek sesini bölmüş gibi hissettim. Ellerine sağlık, hoş bir okuma oldu
Forrest Gump aklıma geldi bazı yerlerde. Çok güzel olmuş keyifle okudum. Ben de bir şeyler yazıyorum. Bu siteyi senin ilk kısa hikayen sayesinde keşf etdim. Teşekkürler Cem ya da Orhan şaka Filme Gitmeden Önce
Nedense yazdigin hikayelerin aslına senin dusuncelerin oldugunu dusunuyorum okurken sonra yok be diyip okumaya devam ediyorum
gercek olaylardan esinlenilmistir
Mailden okudum. En sevdiğim kaliteli influencer olduğun için hikayeni beğendim sllsslsl okurken birinin günlüğünü okuyormuşum ya da iç sesim benimle konuşuyormuş gibi hissettim ikisinden biri karar veremiyorum. Eline sağlıkk
Arada yaptığın "şaka"lara güldüm ve hepsini senin sesinle okudum, eğlenceliydi. "Orhan işe yaramaz bir beyinsiz olduğunu düşünüyordu." Bunu da senin sesinle okudum. Ekstradan "Ayakkabı almak gerçekten de bu kadar depresif bir şey miydi?" cümlesi okurken çok hoşuma gitti. Son olarak yazına güvenmelisin çünkü ben cidden beğendim, yazdıkça iyileşir zaten yazılar. Sevgiler ve saygılar!
Ben hikayeyi çok sevdim. Samimi ve gerçekten yaşanmış bir olay gibi, doğal. Orhan'ın gerçekten Fransa'ya gidip yürüdüğüne, o mağazaları gezdiğine şahsen ben ikna oldum. Anlatmak ve aktarmak istediklerini de çok iyi aktarmışsın, Orhan'ın düşünce ve duyguları kolaylıkla anlaşılabiliyor ve hissediliyor. Orhan'la çok benzediğimi de fark ettim yazıda, kendimi gördüm bir nevi bu benim hoşuma gitti. Güzel bir yazı olmuş, e-postaya abone oldum, yeni hikayelerini de okuyacağım.
Merhabalar, öncelikle herkesin Yeni Yılı kutlu olsun.
Hikayenin başarılı olduğunu düşünüyorum, en azından yeni yılda telefonla vakit geçirmemek için tüm sosyal medya uygulamalarını sildikten sonra YouTube kısa videolarına takılan birinin dikkatini 3 dakika (2.37 de ola bilir) kendinde tuta bildi.
Hikayenin en hoşuma giden yanı, genel olarak edebi yazılarda hep beni rahatsız eden, olayın gerçekleştiği ortamın haddinden fazla detaylandırılması ve betimlenmesi yerine karakterin ruh haline ve bu durumdan oluşan düşüncelerini, kendi düşünceleri hakkında olan fikirlerine, fikirlerine esasen yaptığı yargılara odaklanması oldu.
Hikayenin baş karakterinin isminin neden Orhan olduğunu neden Stevie olmadığını sormakla beraber, New York sokaklarında (pardon, Paris olacaktı ) ufak bir gezintiye çıkmış gibi hissetmeme neden olduğun için sana teşekkür ediyorum.
merhaba,okurken -sanırım yakın zamanda ya da hala oradasınız-yurt dışına çıktığınız geldi aklıma,sanki bir şeyleri değiştirerek aklınızı akıtmışsınız gibi geldi.emeğinize sağlık.sadece marka isimleri rahatsız ediyor beni
okumayı seviyorum umarım devam edersiniz